AB’nin Enerji Verimli Binalar ve Yeşil Enerji Politikası

Avrupa’nın enerji sistemini dönüştürme konusunda karşılaşılan zorluklar devam etmektedir: AB, bugün enerjisinin takriben %55’ini ithal etmektedir ve önümüzdeki 20 ila 30 yıl içerisinde bu oran %70’e çıkabilir. 2030 yılında AB; ihtiyaç duyduğu gazın %84’ünü, kömürün %59’unu ve petrolün %94’ünü ithal ediyor olacaktır.
Avrupa 2020 stratejisi Avrupa Birliği’nin on-yıllık istihdam ve büyüme stratejisidir. 2010 yılında; akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme şartlarını oluşturmak için hayata geçirilmiştir. AB’nin 2020 yılı sonuna kadar başarması gereken beş başlık altındaki hedeflerden oluşmaktadır. Bunlar; istihdam, araştırma ve geliştirme, iklim ve enerji, eğitim, toplumsal içerme ve yoksulluğun azaltılması başlıklarından oluşmaktadır.
Avrupa 2020 stratejisindeki iklim ve enerji sürdürülebilirliği hedefi, doğrudan 2009 yılında onaylanan 2020 İklim ve Enerji paketine atıfta bulunur. Bu paket; AB’nin 2020 yılı için iklim ve enerji hedeflerini karşılayabilmesini sağlayacak bir dizi bağlayıcı mevzuattan oluşmaktadır. Pakette üç kilit hedef bulunmaktadır:
- Sera gazı emisyonlarının %20 azaltılması (1990 seviyelerinden)
- AB enerjisinin %20’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi
- Enerji verimliliğinde %20 iyileşme.
Bu hedefler, 2007 yılında AB liderleri tarafından belirlenmiş ve 2009 yılından başlayarak, üç ana Direktif aracılığıyla yasallaştırılmıştır:
- Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji kullanımını teşvik eden Direktif no 2009/28/AK (RES)
- Binaların enerji performansları hakkında Direktif no 2010/31/AB (EPBD)
- Enerji verimliliği hakkında Direktif no 2012/27/AB (EE).
Üye Devletlerin her biri, hem yenilenebilir enerji kaynakları hem de enerji verimliliği ile ilgili bir dizi ulusal hedef belirlemek zorundaydı. Bunlardan ilki, Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planları (NREAPs), ikincisi ise; binalarda enerji verimliliği de dâhil olmak üzere Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planları (NEEAPs) içerisinde yer almıştır.
NEEAPs; tahmin edilen enerji tüketimi, planlanan enerji verimliliği tedbirleri ve her bir AB ülkesinin elde etmeyi beklediği gelişmeleri içermektedir. Enerji Verimliliği Direktifi doğrultusunda, AB ülkeleri, bu planları her üç yılda bir hazırlamalı ve kendi ulusal enerji verimlilik hedefleri ile ilgili kat ettikleri ilerlemeleri her yıl bir rapor olarak bildirmelidirler.
Direktif no 2009/28/AK – RES
2009/28/AT sayılı AB Direktifine göre yenilenebilir enerjiler şunlardır: Rüzgâr, su, hava kaynaklı (aerotermal), jeotermal, hidrotermal ve okyanus enerjisi, su gücü, biokütle, çöp gazı, pis su arıtma tesisinde oluşan gazlar ve biyogazlardır. İki kez sayılmasını önlemek maksadıyla pasif güneş ve enerji verimliliği listeye dâhil edilmemiştir.
Genel olarak AB’nin toplam bağlayıcı hedefi, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak 2020 yılına kadar nihai enerji tüketiminin en azından %20’sini karşılamaktır. AB özellikle, yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesi aracılığıyla aşağıdaki hedeflere ulaşmayı planlamaktadır:
- Isıtma ve soğutma sektöründeki nihai enerji kullanımının %21’ini,
- Ulaşım sektöründeki nihai enerji kullanımının %10’unu,
- Nihai elektrik enerjisi kullanımının %34’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmek.
Ancak; AB ülkelerinin her birinin elinde bulunan kaynakların farklı olduğunun ve kendi eşsiz enerji piyasaları olduğunun AB farkındadır. Bu da Yenilenebilir Enerji Direktifi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirirken, özellikle yasal olarak bağlayıcılığı bulunan 2020 hedeflerine ulaşmak için, her birinin farklı yollar takip edeceği anlamına gelmektedir.
2013 yılında, AB’nin yenilenebilir enerji konusundaki toplam hissesi %15’e ulaşmıştır ki bu oran, AB’nin bir bütün olarak, ortalama beklentinin üzerindedir. 26 Üye Devlet, sorumlu oldukları ilk ara hedefe ulaşmışlardır ve bir sonraki hedeflerine de ulaşmaları beklenmektedir. Bazıları hâlihazırda 2020 hedeflerine ulaşmıştır. Yakın geçmişte toplam enerji tüketiminde yaşanan düşüş, bazı Üye Devletlerin RES oranlarını iyileştirmesinde yardımcı olmuştur. Bu iyi toplam sonuç, ilk yıllar için belirlenen ara hedeflerin daha az iddialı olduğu düşünüldüğünde, hiç şaşırtıcı değildir; ancak daha sonraki yıllarda gidilecek yol çok daha diktir.
Direktif no 2010/31/AB – EPBD
Binalar, AB’deki enerji tüketiminin %40‘ından ve CO2 emisyonlarının %36’sından sorumludur ve bu nedenle de AB’nin enerji güvenliği planında kilit bir role sahiptir.
Binaların Enerji Performansı Direktifi doğrultusunda:
- Bina satışı veya kiralanması için yapılan tüm reklamlarda Enerji performansı sertifikalarına yer verilmesi zorunludur
- AB ülkeleri, ısınma ve iklimlendirme sistemleri için teftiş programları hazırlamalıdır veya dengi etkiye sahip tedbirler almalıdırlar
- Yeni binaların tamamı 31 Aralık 2020 tarihine kadar sıfıra yakın enerji harcayan bina olmalıdır (kamu binaları 31 Aralık 2018 tarihine kadar)
- AB ülkeleri; yeni bina inşaatlarında, binalarda yapılacak olan büyük yenileme çalışmaları, bina unsurlarının (ısıtma ve soğutma sistemleri, çatı, duvarlar vb.) restorasyon ve tadilatlarına yönelik olarak minimum enerji performansı şartları belirlemelidirler.
- AB ülkeleri, binaların enerji verimliliğini geliştirmek için ulusal mali tedbirlerin listesini hazırlamalıdırlar.
Üye Devletler, karşılaştırmalı metodoloji çerçevesi ve iklim koşulları ile enerji altyapısına pratik olarak erişilebilirlik gibi ilgili parametreleri kullanarak özellikle minimum enerji performansı şartlarını kendileri için maliyet - optimal seviyelerini hesaplamışlardır. EPBD’nin maliyet – optimal seviyesi Madde 2.14’te “tahmin edilen ekonomik yaşam döngüsü süresince en düşük maliyete yol açan enerji performans seviyesi” olarak tarif edilmiştir; bu iki farklı perspektife göre hesaplanır: mali (bina düzeyindeki yatırımın kendisine bakılır) ve makro-ekonomik (toplumun bütünü için enerji verimliliğinin maliyet ve faydalarına bakılır).
Direktif no 2012/27/AB
2012 Enerji Verimliliği Direktifi; AB’nin 2020 yılına kadar %20 enerji verimliliği hedefine ulaşmasında yardımcı olmak için bağlayıcı tedbirleri belirler. Bu Direktif tahtında tüm AB ülkeleri, üretimden nihai tüketime kadar enerji zincirinin tüm aşamalarında enerjiyi daha verimli bir biçimde kullanmak zorundadırlar. Enerji Verimliliği Direktifi binalarla ilgili şu hükümleri kapsamaktadır:
- AB ülkeleri, merkezi hükümetin sahip olduğu ve kullandığı binaların en az %3’ünde enerji verimliliği için yenilikler yapmalıdırlar,
- AB hükümetleri, sadece enerji verimliği yüksek olan binalar satın almalıdır.
- AB ülkeleri, uzun dönemli ulusal bina yenileme stratejileri hazırlamalıdır ki bunlar, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planlarında da yer alabilir.
AB ülkeleri, mesken ve ticari binaların yenilenmesi için yapılan yatırımları nasıl desteklemeyi planladıklarını gösteren stratejiler hazırlamalıdır. Bu stratejiler, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planlarının bir parçasıdır.
Üye Devletlerden İyi Uygulamalar
AB tarafından finanse edilen PassREg Projesi, Pasif Evlerin mümkün olduğunca çok yenilenebilir enerjilerle tedarik edilmesi yoluyla, AB genelinde sıfıra yakın enerji harcayan binaların (nZEBs) başarılı bir şekilde uygulanmasını tetiklemeyi hedeflemektedir. Pasif Ev bugün Brüksel’de standarttır; Hanover’de yeni inşaatların %30’u Pasif Evlerdir, Tirol’da Pasif Ev oranları %41’e yükselmiştir (2013), talip bölgelerde çeşitli yeni model yapılar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Bazı şehirlerde, Pasif Ev + yenilenebilirler SEAP’larda (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planları) veya Şehir kalkınma planlarında (Burgas, Cesena, Antwerp) uygulanmaktadır ve İtalya’nın bazı şehirleri ile Portekiz’in Agueda belediyesinde özel Pasif Ev kurallarının uygulanmasına karar verilmiştir. Tek aileli konutlardan ana okullara ve okullardan tüm kentsel yerleşim yerlerine kadar tüm bölgelerde, umut vaat edici çeşitli projeler desteklenmektedir (Antwerp’te Nieuw Zuid, Almanya’da Bahnstadt-Heidelberg örneklerinde olduğu gibi).
PassREg kapsamındaki “progetto Botticelli”, İtalya’nın Sicilya adasındaki Mascalucia (Catania) belediyesindeki tek aileye ait müstakil bir evdir. Termal performans bakımından Passivhaus sertifikasyon yöntemindeki şartlara uygundur: mekan ısıtması için 15 kWh/(m2y)’den daha düşük enerji ihtiyacı, soğutma ve nem alma için 15 kWh/(m2y)’den daha düşük enerji ihtiyacı, tüm ev aletleri için (ısıtma, sıcak su ve ev içi elektrik) birincil enerji 120 kWh/(m2y)’dan daha düşük, ve hava sızdırmazlık (n50) 0.6 ach’nin altında. Yüksek kabuk performansı, fotovoltaik (güneş pilli) modüller, bir güneş termal sistemi ve mekanik havalandırma sisteminde bir EAHE aracılığıyla elde edilen yenilenebilir enerji yerel üretimiyle tamamlanmaktadır. Binada kullanılan kalın dış maden yününden boydan boya bir tabaka, üç katlı ısı cam ve inşaat ayrıntılarına azami ölçüde gösterilen özen, yüksek termal izolasyon ve hava geçirmezlik seviyelerinin elde edilmesini garanti altına almaktadır.
RENEW OKULU da yine AB tarafından finanse edilen ve amacı mümkün olan en çok sayıda okulun sıfıra yakın enerji harcayan bina (nZEB) standartlarında güçlendirilmesi ve yenilenmesini sağlamaktır.Bunu, öğrenci ve öğretmenler için konforlu şartlar yaratmanın yanı sıra enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmaya yarayan uygun gereç ve tedbirlerin kullanılmasını teşvik ederek başarmaktadır.
Emsal yenileme çalışmaları arasında, her ikisi de Avusturya’da bulunan Schwanenstadt orta okulu ve St. Leonard anaokul ve ilkokulu, yer almaktadır. Bunlar; prefabrik teknolojiler temelinde yapılan enerji yenilemelerinin verimli olabileceğini ve bugünkü piyasalarda kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca, bina kabuğunda önemli müdahalelerin olması durumunda, binaların hava geçirmezliğini iyileştirme konusunda kontrollü mekanik havalandırmanın önemini de göstermişlerdir.
Sharing Cities (Kentsel Ortaklıklar) projesi ise, Londra, Milano ve Lizbon’un baş ortakları olduğu ve Varşova, Burgas ve Bordeaux’yu takipçi şehirler olarak içeren Horizon 2020 Akıllı Şehirler Denizfeneri projesidir. Sanayi ve şehirler arasındaki uluslararası işbirliğini güçlendirerek bu proje; yüksek Pazar potansiyeline sahip uygun fiyatlı, entegre, ticari- ölçekli akıllı şehir çözümleri geliştirmeyi hedeflemektedir.
Şehirlerin faaliyetleri şunlarla ilgilidir:
- 15,000 insanı etkileyen kamu/özel meskûn malların derin enerji yenilenmesi. Bu kapsamda; düşük karbonlu enerji kaynaklarının entegrasyonu, fiziki modernleşme, dijital kontroller ile enerji tasarrufu için politika yenilikleri ve yurttaş teşvikleri ile özel teşviklerin desteklenmesi yer almaktadır.
- Talep mukabil tedbirleri (demand response measures) de dahil olmak üzere kazalardaki (ve şehir genelindeki sistemlerle kesişen) tüm kaynaklardan alınan enerjinin entegre edilmesi ve optimumlaştırılması için entegre bir Enerji Yönetim Sisteminin yürütülmesi.
- Düşük karbon paylaşımlı mobilite çözümlerine geçişin desteklenmesi için birbirine bağlı inisiyatiflerden oluşan bir portfolyo.
- Diğer akıllı hizmet altyapılarıyla entegre olmuş akıllı aydınlatma (eV şarj istasyonları; akıllı park etme; sensörlerle trafik izleme; veri yönetimi, wifi, vb).
- Ortak ilkeler, açık teknolojiler ve standartlar temelinde, geleneksel istatistiklerin yanı sıra sensörler de dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki kaynaklardan alınan verilerin yönetilmesi .